Phileas Fogg ve sadık yardımcısı Passepartout, Paris'e doğru buharlı gemiyle yola çıkarlar. Fogg, Londra Kulübü'nde cesur bir iddiada bulunmuştur; dünyanın çevresini sadece 80 günde dolaşabileceğini öne sürmüştür. Bu heyecan verici maceraları sırasında, farklı kültürlerle tanışacakları ve 19. yüzyılın ünlü figürleriyle karşılaşacakları birçok ülkeye uğrarlar. Hem Avrupa'nın hem de Asya'nın çeşitli noktalarında duraklayarak, tarihi mekanları ve yerel adetleri keşfederler. Ancak her şey planlandığı gibi gitmez; beklenmedik olaylar ve zorluklar, bu olağanüstü macerayı kimi zaman bir kaçış hikayesine dönüştürür. Phileas Fogg'un her anı planlanmış bu seyahatinde, teknolojinin sınırlarını zorlayan buharlı gemiler, trenler ve hatta filler bile kullanılır. Tüm bunlar olurken, Fogg ve Passepartout'un karşılaştıkları tehlikeler ve sürprizler, bu iddianın düşündüklerinden daha zorlu olduğunu gösterir. Film, 19. yüzyılın atmosferini ve seyahat tutkusunu izleyicilere başarıyla aktarırken, onları adeta o dönemin içine çekiyor.
