Kore'nin sıkıntılı ve zorlu tarihinden bir kesiti aktaran hikaye, Kore Savaşı'nın etkisini yıllar sonrasına dek hissettiren bir olaya değiniyor. Savaş sonrası yapılan bir kazı, hikayenin merkezindeki karakter Jin Tae Lee’yi geçmişe götürüyor. Savaş sırasında kaybolan ağabeyinin izini bulabileceği umuduyla, kazıdan çıkan bazı eşyaları incelemeye başlıyor. Bu durum bize, 1950-53 yıllarında Kore Yarımadası'nda yaşanan savaşın canlı bir manzarasını sunuyor. Film, Jin Tae Lee’nin üniversite öğrencisi olduğu ve ağabeyi ile birlikte ayakkabı tamirciliği yaptığı sakin ve mutlu bir yaşamın hikayesine başlıyor. Jin Tae, annesi ve ağabeyinin nişanlısı ile sıradan bir yaşamını sürdürürken, ağabeyi bir yandan aileye bakmayı diğer yandan da evlilik hazırlıklarını sürdürmeyi başarıyordu. Ancak tüm bu sakinlik, Kuzey Kore ve Güney Kore arasında savaşın patlak vermesiyle birlikte son buluyor. Ailelerini koruma altına almak ve daha güvenli bir bölgeye taşımak amacıyla göç etmek durumunda kalıyorlar. Ancak yolculukları esnasında, iki kardeş askere alınıyor ve dramatik bir dönüşüm başlıyor. Ağabey Jin Seok'un artık sadece bir amacı var: Savaştan sağ salim ve zaferle çıkarak ailesinin yanına dönmek. Bu savaşa dair anılar ve deneyimler, film izlemeye yeni bir boyut katıyor ve izleyiciyi derinden etkileyen bir hikaye sunuyor.
