Polis teşkilatındaki ceza iptallerinden okullardaki sınav skandallarına, seçilmiş liderlerin dış evlilik ilişkilerinden ekonomimizi sarsan mali düzeneklere kadar, dürüstlüksüzlük haberlerin ayrılmaz bir parçası gibi görünüyor. Artık doğru ve dürüst bir haber bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Her gün gazetelerde ve haber sitelerinde, güvenilir olmayan insanların hileli davranışları ve aldatmacalarıyla karşılaşıyoruz. Bu durum sadece haberlere yansımıyor, aynı zamanda günlük yaşantımıza da sirayet ediyor. İnsanlar arasında güven eksikliği hissediyoruz. Kimseye gerçekten güvenemiyoruz. İş dünyasında bile, dürüstlük ve etik değerleri kendine prensip edinenlerin sayısı oldukça azaldı. Pek çok şirket, daha fazla kar elde etme amacıyla etik dışı yöntemlere başvuruyor. Bu da toplumun moral ve değerler sistemini sarsıyor. Peki neden bu kadar çok insan dürüstlüğü bir kenara bırakıyor? Belki de rekabetçi ve bencil bir toplumda yaşıyoruz. Başarı ve zenginlik hırsı, insanları adaletsiz davranışlara itiyor. İnsanlar, hedeflerine ulaşmak için her yolu mubah görüyorlar ve dürüstlüğü sık sık göz ardı ediyorlar. Ancak bu, uzun vadede toplumu daha fazla zarara uğratıyor. Dürüstlüğün olmadığı bir toplumda güven kalmaz ve insanlar arasındaki ilişkiler bozulur. Bu sorunun çözümü için toplumun her kesiminde dürüstlüğün teşvik edilmesi gerekiyor. Öğrencilerimize, iş dünyasına ve hükümete dürüstlük anlayışının kazandırılması önemlidir. Ayrıca, medyanın da doğru ve objektif haberler sunması gerekmektedir. Sadece kötü olayları değil, etik değerlere uygun olanları da haber yapmalıdır. Böylelikle toplum olarak daha adil ve güvenilir bir ortam oluşturabiliriz. Sonuç olarak, dürüstlük eksikliği toplumumuzun büyük bir sorunu haline gelmiştir. Ancak bu sorunu çözmek için hepimizin üzerine düşen sorumluluklar vardır. Dürüst ve adil davranışlarla çevremize örnek olmalı ve toplumu daha güvenilir bir yer haline getirmeliyiz.
