Marcus, şehrin karanlık köşelerine kendini kaptırmış ve yolunu kaybetmiş bir adamdır. Hayatını, toplumun kenarında yaşayan insanlara uyuşturucu satarak ve çeşitli suçlar işleyerek kazanmaktadır. Suç dünyasındaki bu kaotik yaşam, Marcus'un ruhunu ve bedenini giderek daha fazla yıpratırken, bir gün bu kısır döngünün artık sona ermesi gerektiğini fark eder. Marcus, içine düştüğü bu bataklıktan çıkmanın yollarını aramaya başlar ve ona umut kapılarını aralayacak tek uğraşın rap müzik olduğunu keşfeder. Rap müziğe olan ilgisi, onun için adeta bir kurtuluş yolu olur. Marcus, bu müzik türüne sarılarak hem kendi içindeki acıları dışa vurur hem de yeni bir hayat için mücadele etmeye başlar. Rap müzik, onun için sadece bir hobi değil, aynı zamanda karanlık dünyasından bir kaçış ve yeniden doğuşun simgesi haline gelir. Böylece Marcus, müziğin ritmi ve sözleriyle kendi hayatının kontrolünü yeniden ele almaya çalışacaktır.
